Hayatının en güzel sergisini nasıl anlatır insan? Dünyanın
en heyecanlı, en etkileyici şeyi! Hatta bence bu dünyaya dahi ait değil!
Tamam, en baştan başlıyorum anlatmaya. Van Gogh Alive, ünlü
ressamın hayatını, eserlerini, ve hatta hissettiklerini, duygularını insana
sergileyen değil, yaşatan bir sergi olmuş. Sergiye girmeden önce ilk salonda
sizi ressamımızın hayatıyla ilgili bilgiler içeren tablolar karşılıyor. Bunları
okuma çok önemli çünkü sergide bu bilgiler gibi dönemlere ayrılmış durumda.
Aksi halde gördüğünüz eserlerin ve kompozisyonların bir manası olmayacaktır.
Ayrıca benim yaptığım gibi önceden bir eser okuyarak gitmeniz de sergiyi
anlamanız açısından oldukça gerekli. Sergimizin amacı ressamın eserlerinden
çok, ressamı anlatmak. Ben sergiye doyamadım.
Çok erken gitmeme rağmen saatlerce dolaştım, tam çıkmaya niyetlenmişken dayanamadım tekrar geri döndüm. İstanbuldaki sergide çıkışta bir de satış alanı vardı, buradan kartpostallar, ve kitap ayracı aldım. Umarım Ankara ‘da da olur çünkü aklımda kalan o kadar güzel şeyler var ki… Kalem kutuları, mini yap-bozlar, ve şahane magnetler. Van Gogh Alive hayatta mutlaka yaşanması gereken bir deneyimdi…
Çok erken gitmeme rağmen saatlerce dolaştım, tam çıkmaya niyetlenmişken dayanamadım tekrar geri döndüm. İstanbuldaki sergide çıkışta bir de satış alanı vardı, buradan kartpostallar, ve kitap ayracı aldım. Umarım Ankara ‘da da olur çünkü aklımda kalan o kadar güzel şeyler var ki… Kalem kutuları, mini yap-bozlar, ve şahane magnetler. Van Gogh Alive hayatta mutlaka yaşanması gereken bir deneyimdi…
Bunu böyle anlatıyorum çünkü yukarıda daha önce söylediğim gibi henüz Ankara ayağı gerçekleşmedi serginin. Henüz hiçbir şey için geç değil. Ben sabırsızlıkla 15 Ekim – 30 Aralık tarihleri arasında Ankara – CerModern’de gerçekleştirilecek sergiyi bekliyorum. Aşk ile bir daha…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder