Kitap Adı : Uğultulu
Tepeler
Yazar : Emily
Bronte
Çevirmen : Naciye
Akseki Öncül
Yayınevi : Can
Tür : Roman
Sayfa Sayısı : 405
Alıntı : “Eşiği
atlamadan önce, evin ön cephesine, özellikle giriş kapısının çevresine serpilmiş
acayip kabartmaları incelemek için durdum. Kapının üstünde, artık çürüyüp
dökülmeye başlamış ejderhalarla çıplak çocuklar arasında ‘1500’ tarihini ve
‘Hareton Earnshaw’ adını seçtim. Bir şeyler söyleyip hırçın sahibinden bu evin
geçmişiyle ilgili kısa bir bilgi isteyecektim; ama kapıdaki duruşuyla, ya hemen
içeri gir ya da çek git, der gibiydi. Benim de evin içini görmeden onun sabrını
tüketmeye hiç niyetim yoktu.”
Arka Kapak : “İngiltere’de
XIX. Yüzyılın ikinci yarısı, “Victoria Dönemi” olarak adlandırılan bu dönem,
orta sınıfın yükselişini, gösterişli yaşamların moda oluşunu simgeler. Bronte
kardeşler, kadının edebiyatla uğraşmasının hoş görülmediği bu yıllarda, önce
bir erkek kimliğiyle şiirler, sonra kendi adlarıyla klasikler araında yer alacak
üç önemli romana imza atmıştır. Emily Bronte 1848’de öldüğünde dünya
edebiyatının en güzel romanlarından birini, Uğultulu Tepeler’i bırakmıştır
ardında. Bu Victoria dönemi romanı, kimine göre dünyanın gelmiş geçmiş en büyük
aşk romanı, kimine göre her okunuşunda değişik tatlar veren çağlar ötesi bir
eser, ya da insanın içine işleyen bir anlatımla dile getirilmiş uzun bir
şiirdir.
Ölümünden bir yıl önce bitirdiği Uğultulu Tepeler’deki
kişilerin yalnızca hayal ürünü kişiler olmadığı, Bronte’nin çevresindeki gerçek
kişilerden derin izler taşıdığı da bir gerçektir. Sevgi, kin, nefret, öç alam
tutkusu gibi duygularla örülü bu gençlik öyküsü (…). Daha otuz yaşındayken
veremden ölen, son derece duyarlı, hiç evlenmemiş bu genç kadın yazar, tüm
canlılığıyla bu romanda vardır. Okuyanın yaşına, deneyimlerine ve duyarlığına
göre değişkenlik gösteren, farklı zamanlarda okunduğunda değişik tatlar veren,
tekrar okuma isteği uyandıran bir başyapıt.”
Yorum : Uğultulu
Tepeler aşk, nefret, öç alma, hırs gibi duyguları çok yoğun içeriyor. Bunlardan
çoğu benim henüz tanışmadığım duygular onun içinde ben kitabın içindeki öyküye
bu noktada yabancı kalıyorum. Ve kitabı bir daha okumayı düşünüyorum çünkü
kitabın arka kapağında da okuduğum yorumlarda da her okunuşunda ayrı bir tat verdiği söyleniyor,
bunu yaşamayı isterim.
Puan : 7
Not : Arka
kapaklarını da yazdığım romanların yorumları eksik kalıyor çünkü zaten
inandığım şeyler, düşündüklerim orada belirtiliyor aksi halde orada yer
almazlardı. Yetersiz yorumlarımı acemiliğime veriyorum, ileride her şey daha
profesyonelce olacak.
Bu acemi blogger’a birkaç kelimede olsa yorum bırakırsanız
çok sevinirim. Yapıcı eleştirileri kim sevmez ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder